Kordon Kanı

Kordon Kanı Nedir ?

Kordon Kanı, doğumdan hemen sonra plasentadan toplanan kandır, bebeğin doğumundan sonra plasentada ve göbek kordonunda bırakılır. Geçmişte kordon kanı; plasenta ile birlikte tıbbi atık olarak değerlendirilirdi. Tıp bilimi ve biyoteknolojideki ilerlemeler sayesinde kordon kanının tıbbi değeri gün yüzüne çıkmaya başladı.

Kordon kanı, kan ve bağışıklık sistemi hücrelerine farklılaşabilen ve önemli bir tıbbi değeri olan Hematopoetik Kök Hücreler (HSC) bakımından zengindir. Kanserler, kanla ilgili, bağışıklık ve metabolik hastalıklar gibi 113’e yakın hastalık kordon kanı ile tedavi edilebilir5,6. Günümüzde 40.000’den fazla kordon kanı nakli (yetişkinler / çocuklar ve otolog / yönlendirilmiş allojenik vakalar dahil) dünya çapında gerçekleştirilmiştir5. Kordon kanının gelecekteki uygulama alanları, rejeneratif tıbbın ilerlemesi ile paralel olarak artacaktır.

Kök Hücre Nedir ?

Farklı hücre türlerine dönüşebilme potansiyeline ve kendisini yenileyebilme gücüne sahip, özelleşmemiş, özel bir amaca yönelik değişim geçirmemiş hücrelere “kök hücre” denir.

Kök hücreler, kemik, bağırsak, deri gibi doku hücrelerinden farklı iki önemli özelliğe sahiptir: Bu hücreler uzun dönemler boyunca kendilerini yenilemek amacıyla bölünebilmektedir. Oysa yukarıda sayılan organlarımızın hücrelerinin bölünebilme kapasiteleri çok daha sınırlıdır. Dahası ve en önemlisi kök hücreden elde edilen yavru hücre, birden fazla çeşit hücre tipine farklılaşabilmektedir. Örneğin, uygun şartlar altında bir kök hücre, kalp kası hücreleri veya pankreasın insülin üreten hücreleri gibi özel işlevli hücrelere dönüşmek üzere uyarılabilirler. Oysa, vücudumuzdaki kemik, cilt veya pankreas hücreleri gibi hücrelerin belirli bir hedefi vardır ve bölündükleri zaman ancak kendilerinin kopyası bir hücre oluştururlar.

Neden Saklatmalıyım ?

Kordon kanı tıbbi açıdan oldukça önemli değere sahiptir ve nakil tıbbında yaygın olarak kullanılabilir. Ayrıca Tanrı’dan bebeğe “İlk Hediye” olarak da kabul edilir. Kordon kanı saklatmak, yaşam boyu ancak bir kez sunulan bir fırsattır.

1988 yılında Fanconi Anemisinden muzdarip 5 yaşında bir erkek çocuk, küçük kız kardeşinin kordon kanının nakledilmesiyle kordon kanının ilk klinik uygulaması olarak tarihe geçti ve dünya çapında yankı uyandırdı. Bu gelişme, tüm dünyanın ilgisini kordon kanı saklanmasına çekti. Günümüzde, kanserler, kanla ilişkili, bağışıklık ve metabolik bozukluklar dahil olmak üzere 113 tedavi edilebilir hastalık kordon kanı ile tedavi edilebilir. Dünyada 40.000’in üzerinde başarılı kordon kanı nakli yapılmıştır Ülkemizde de kordon kanı nakil işlemlerinin sayısı dünyaya paralel olarak artmaktadır.

Saklama İşlemi

Kordon kanı, doğum gerçekleşip bebek annenin vücudundan ayrıldıktan ve göbek kordonu kesildikten sonra toplanır, bu nedenle kordon kanı toplama işlemi hem anne hem de bebek için kesinlikle güvenli ve ağrısızdır. Toplama işlemi sırasında plesenta ve kordonun ne bebek, ne de anne ile ilişkisi kalmamıştır. Kordon kanı miktarı, plasentanın boyutuna ve göbek kordonunun kalınlığına göre değişmektedir. Türkiye için ortalama 70 mL kadardır. Kordon kanının her damlası kök hücreler açısından zengindir, bu nedenle doktorlar mümkün olduğu kadar çok kordon kanı toplamaya çalışacaktır.

Klinik Denemeler

Tıp bilimindeki gelişmeler sayesinde şu anda kordon kanıyla 113 kadar klinik hastalık tedavi edilebilir. Kordon kanı tıbbi uygulamaları ile ilgili FDA tarafından düzenlemesi yapılmış klinik çalışmaların sayısı her geçen yıl artmaktadır. Nörolojik hastalıklar, otoimmün hastalıkların yol açtığı tahribatlar ve kalp-damar hastalıkları bu araştırmalarda başı çekmektedir. Biyoteknolojik gelişmelere paralel olarak kordon kanı ile tedavi edilebilir hastalık sayısının artmaya devam edeceğine inanılmaktadır.

Tedavi Edilebilir Hastalıklar

Günümüzde, aşağıdakiler dahil 113’ün üzerinde hastalık kordon kanı ile tedavi edilebilir:
Open chat
Bize Yazın
Merhaba 👋
Size nasıl yardımcı olabiliriz.